Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | en genç | youngest adj. |
General | en genç | lastborn adj. |
General | en genç | last-born adj. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | en yetenekli genç cerrah | the most gifted young surgeon n. |
Law | ||
Law | birtakım devredilemez mülklerin en genç erkek varise miras kalmasını gerektiren eski bir teamül | minorat n. |
Agriculture | ||
Agriculture | en küçük/genç erkek evlat | cadet n. |
Agriculture | en genç/küçük oğul | cadet n. |
Geology | ||
Geology | bölgede yüzeyleyen en genç birimler | youngest units outcroping in the environs n. |
Modern Slang | ||
Modern Slang | ilişki yaşanabilecek en genç yaştaki partnerin kendi yaşının yarısının yedi yaş üstü olması gerektiğine dair yazısız bir kural | age rule n. |